Bu Blogda Ara

11 Ekim 2013 Cuma

SUYUN KALBİ

Etrafı taşlı, toprak bir yolsun beklenmedik güzelliklerle dolu. Bir yol nasıl bu kadar güzel olabilir bilmiyorum, bastıkça ışıldıyor toprakların. En derin yeşil, en temiz hava senin. En parlak güneş, en sevdalı bulut da. En serin ağaç gölgesi sende, sende kokladım çiçeklerin en hüzünlüsünü, en haylazını... Senin yamaçlarında bir türlü içmeye kanamadığım sular. Hele bir de toprakların yağmurla birleşti mi... İşte o koku bir sende var, senin topraklarında. Başka kimsenin algılayamadığı koku. Hüznün kokusu ile mutluluğun kokusu karışmış birbirine hafif bir esintiyle. O koku ki yürekler acısı, binbir çeşit renk tonu, ağaç yeşili, gök mavisi, binbir renk armonisi. Elini hafifçe suya değdirip bir halka yapmak gibi. Parmaklarınla resim yapmak gibi. Parmaklarını boyaya batırıp tuvale sürmek rastgele. Bir değneğin ucuna ip bağlayıp yağmur birikintilerinde balık tutmak gibi ya da kağıttan bir gemi yüzdürmek. Oturuvermişken kenarına dinlenmek için bir türkü tutturmak gibi. Yamaçlarındaki sulardan kana kana içmek gibi. Su olup akmak gibi avuçlarının içinden tam kalbine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder