Bu Blogda Ara

10 Mart 2018 Cumartesi

Merhaba

Bazen bahar bazen kış
Hayatın rutinindeki doğal akış olurum
Belki zamansız bir bakış
Şefkatle dokunurum gözlerimle
En olmayacak vakitlerde
Geceleyin hep gözlerine sokulurum
Ne bulurum bilmem ki içlerinde
İki ateş böceği gibi parlar dururlar
Gelip gelip avuçlarıma konarlar
Ne var sanki avuçlarımda?
Sıcak bile değiller ki
Beni boşver sen
Böylesi daha iyi
Kelimelerimiz buluşsun yeter
Yan yana gelsin sözcüklerimiz
Yana yana erisinler ve birbirlerine karışsınlar
Uykusuzluğumu kendi haline bırak
O da doğru yolu bulur bir gün
Bi tek ben iflah olmam
Öyle gibi geliyor
Şiire düşmek için bile epey geç bir saat
Uyanmak içinse fazla erken
Zamansızlıkta üstüme yoktur
Belki sahiden de zaman kavramım farklı bir boyuttadır, kim bilir?
Nereye giderse gitsin, yanında güneş götüren bir adam söylemişti bunu bana
Aydınlık günleri daim olsun
Kimsenin kimseye çıkarsız selam bile vermediği, yüzüne bile bakmadığı bi dünyada
Çıkarsız "merhaba"lar biriktiriyorum içimde ona
Ben mi bi yerlerde bi şeyleri yanlış yapıyorum
Yoksa insanlar mı bi tuhaf
Nasıl bu kadar umursamazlık içinde olabilirler
Ya da belki umursamaz görünme çabası içindeler
Ben de mi böyle davranmalıyım
Bu mu yani istedikleri
Hayatın altın kuralı filan mı bu
Ben böyle olmak istemiyorum
Kim ne düşünürse düşünsün
İçimden geldiği gibi olmak istiyorum
İnsanların 24 saat çalıştıkları işleri var
Çok önemli meşguliyetleri
"Merhaba" demeye bile vakitleri yok artık
Sen benim her zaman en fiyakalı "merhaba"larım, en candan "hoşgeldin"lerim, en meraklı "nasılsın"larımsın
Her dem öyle kal...

04.02.2018


14 Ekim 2014 Salı

YILDIZ ŞÖLENİ

Uykularda sevdim seni,
Herkes uyurken geceleri,
Ben sabahlara kadar seni sevdim.
Uzaklarda sevdim seni,
Mesafelerin ehemmiyetsizliğinde,
Şehrin ışıklarından gözükmeyen yıldızların çaresizliğinde,
Oysa yaylalarda öyle midir
Göz gözü görmez ama yıldızlar bizi görür
Yükseklerdeki bir yayla serinliğinde sevdim seni
Gözlerini her gördüğümde
Zifiri karanlık gökyüzü kalabalık bir yıldız şölenidir...


7 Temmuz 2014 Pazartesi

ÜŞÜYÜŞLERİMİZ

Kalbim sana baktıkça titreyen kandil
Can evimin taş duvarlarını aydınlatan
Bütün odaları sana yazgılı
Hasretinle dolu camlarımın buğuları
Demlenen çayın fokurdayışına karışır gülüşlerimiz
Çepeçevre kasımpatı kokusu cam kenarları
Yağmur sabahları kapı önü oturuşlarımız
Bu bizim yaprak yaprak sokuluşlarımız
İçimizi arındıran saklı dere
Yağmur damlalarının durmaksızın halkalar oluşturduğu
Suya hafifçe değerek uçan helikopter böcekleri
Rüzgarda sallanan ağaç sesleri
Toprak fırınlarda pişen köy ekmekleri
Bu bizim köy ekmeği kokusu sarılışlarımız
Yıldızların kulağımıza fısıldadığı geceler
Dallarına konduğumuz güren ağaçları
Ufacık bir gülüşle ağaçtan düşüşlerimiz
Bu bizim yüreklerce üşüyüşlerimiz...

08.02.2014 Cumartesi


11 Mayıs 2014 Pazar

KESTANE AĞACININ AŞKI

Ben bir kestane ağacı, 
Dikenlerimin yüreğine batmasından korkarım, 
Sarılamam sana sıkı sıkı... 
Ben bir kestane ağacı, 
Her daim yalnız, hayalinle mutlu, 
Dallarım sana uzanır da dokunmaya kıyamaz,
Ben bir kestane ağacı,
Yüreği gövdesinden büyük
Hayatın ortasında, başı dik
Dereler boyu umutlu
Sen ise dişbudak ağacı
Ufacık esintide yapraklarımın yapraklarına usulca sokulduğu...


11 Şubat 2014 Salı

BİLİNMEYEN RENK

Ben gökyüzü mavisi
Sen su yeşili
Bakalım hangi fırça kavuşturacak bizi
Ve hangi renk tonu çıkacak ortaya
Haydi bir renk de biz ekleyelim gökkuşağına
Hiç bilinmedik, hiç görülmedik bir renk olalım biz
Görenler şaşkınlıktan bakakalsın
Bir daha kimse bu renk tonunu bulamasın
Her şey bir efsane olarak kalsın
Bir daha en iyi fırça
En usta ressam bile
Bu iki rengi birbirinden ayıramasın...


21 Ocak 2014 Salı

SEVMELER GEREK

Anladım artık, bu gece bana uyku yok
Şairliğim tuttu yine
Odanın içinde ışık var ama
Ben yüreğimin zifir-i karanlığındayım
Göz gözü görmüyor
Kayboluyorum
Yüreğim ne olur doğru yolu göster bana
Kaybolmama izin verme
Ezdirme kendini sakın kimseye
Hor görme, hor görülme
Zalimlere aman verme
Yeri geldiğinde küçücük bir çakıl
Yeri geldiğinde devasa bir akıl
Zalimlerin ayağına takıl
Geçit verme ey yürek
Sana dinmeyen yağmurlar gerek
Erik yeşili mucizeler gerek sana
Kıyılar sana göre değil, anla
Sana derin ummanlar gerek
Her dem bahar dalı gözleri gerek
Muzip, manidar, destansı sözleri gerek
Ölçüsüz sevmeler gerek sana...


İKİNCİ TEKİL ŞAHIS

Sen gülersin, dağlar çiçeklere bürünür
Gözlerin bahar gibi görünür
Sen bakarsın yeşil yeşil
Yüreğim cıvıldar, uçar sana doğru
Sen hayalsin, her zerremi sarar özlemin
Dokunamam yüzüne, saçlarını koklayamam
Hissedemem ellerini
Sen rüzgarsın fakat uğramazsın benim diyarlarıma
Sen yağmursun, yağmazsın toprağıma
Sen uzaksın yıldızlar kadar
Ve kalben yakınsın bir o kadar
Sen özümdesin,
Tükenmeyen sözümdesin.